Cypernia'ya Kutsal Yolculuk

Son moda parıltılı siyah arabasından inerken herkes ona bakıyordu.Siyah koca güneş gözlükleri şehvetli bakışları saklıyordu.Siyah ceketi havalanırken içinceki kan kırmızısı gömleği ve ceketiyle aynı renkteki kravatı onu ünlü bir yıldız gibi gösteriyordu.Dudakları gevşedi ve gel beni öp diyen bir hal aldı.
Genç kızlar dönüp bu gence hayranlıkla bakıyordu.Genç kızların yanındakilerse Noriye bu kadar soğuk bir havada güneş bulutların arkasında saklanmışken n'için güneş gözlüğü taktığına akıl erdirmeye çalışıyorlardı.
Nori bu etrafa saçtığı havadan memnundu.Güneş gözlüğünü çıkartırken yanında yürüyen uşağı Sebastian'a döndü.
"Normal insanlarla aynı uçakta bulunmak iğrenç... Ancak yinede fark edilmemek için iyi bir fikir... Ama bu iğrençliği değiştirmez!!!"
Büyük kendi uçağında gitmek daha iyi olurdu.Tabi bu "Heyyooo biz Eiyou Örgütüyüz Cyperniaya suikast için gidiyoruz hoohohohoohohoh!" demek gibi birşey olurdu.
Cyperniaya gidecek uçağın anonsunu duyunca ayağa kalktı.Arkasında 4 tane smokinli adam vardı.
Havaalanının parlak zemininde koşturan koşturan çocukların hareketleri yansıyordu.Çekçekli çantaların gıcırtıları, sağa sola giden insalar, kısaca tam bir keşmekeş yaşanıyordu.
Diğer yolcular gibi biniş kapısına yönelirken Sebastian Norinin kolundan çekip zıt yöne yöneldi.Nori yolcuların arkasından baka kaldı.
"Uçak... Yolcular... Gidiş kapısı..." diye sayıklıyordu.
Özel bir kapıdan geçtikten sonra kalkan uçakların yanlarında buldu kendini.Karşısında minik, üzerinde bir şeker markasının reklamı olan bir uçak vardı.Norinin ağzı açık kalmıştı.
"B-bu-bu uçaklamı gideceğiz?"
Saklanmak için harika bir fikirdi.Kimse Eiyou örgütünün başkanının böyle bir uçakla geleceğini tahmin etmezdi.Özel uçakla gitmekte bayağı havalıydı.Uçağın önünde 8 tane smokinli özel adam duruyordu.
"Vayy be!" diyerek uçağa yaklaştı.
Şimdi geriye yapılması gereken Sayurinin gelmesini beklemekti.Taiga bu operasyona katılamayacaktı.Büyük bir sorumsuzluk olmasına rağmen yapacak birşey kalmamıştı.Taiga başka bir göreve verilmişti.
Yanındaki smokinli adama kolunu attı.Adamın suratında en ufak bir ifade bile yoktu.Norinin boyu adamın omuzlarına geliyordu.Sayuri,o ve Sebastianla birlikte tam 20 koruma aynı uçakta gideceklerdi.

Uçakların kulakları sağır eden gürültülerinin arasından kendini belli ediyordu uzun topuklu pembe çizmelerin taşlarda bıraktığı yankı. Güneşin parlak ışıklarının altında bembeyaz cildi resmen bağırıyordu; ben buradayım! Uzun bacakları olduğu gibi ortadaydı, pembe renkli ünlü marka bir mini etek bunu zahmetsizleştiriyordu. Aynı renk - ve aynı marka - ince askılı bir bluz ile görenler onu çilekli kremaya batırılmış bir pamuğa benzetebilirdi. Kız gidecekleri uçağın görüntüsünü görünce kırmızı dudaklarını memnuniyetle yukarı kaldırdı. Nori her şeyi mükemmel planlamıştı. Görüntüleri dışında kesinlikle dikkat veya şüphe çekmeyeceklerdi. Herkesin, onların zengin yolcular olduğuna kanaat getireceği su götürmez bir gerçekti. Eiyou Örgütü ve Işık Ekibi'nin başkanı, çoğu insan için adalet yerine geçen kişi, Nori; Sayuri'nin sayamadığı korumalardan birine dalga geçercesine kolunu atmıştı. O görüntüyle daha büyük bir gülümseme sardı yüzünü. Nori her ne kadar laubali gibi görünse de, gerektiğinde son derece ciddi de olabiliyordu ve bir o etkileyici. Yanına yaklaşıp varlığını belirtir gibi saygıyla öne eğildi; Japonların geleneklerinde bir selamlaşma olarak algılanan bu hareket Sayuri için saygı belirtisiydi. Sonunda doğrulunca heyecanlı bir sesle konuşmaya başladı. " Ben hazırım efendim. " Kısa ve öz. Görevlilerin yol boyu arkasında taşıdığı büyük valizi elinden almalarına izin verip, kulaklarını Nori'den gelecek ilk emre dikkat kesti.

Uzaktan minik yüz siması gibi sevimli elbiseleri sarınmış tanıdık,beklenen kişi göründü.Uzun sarı saçları rüzgarda uçuşuyordu.Henüz duyacağı bir mesafeye yaklaşmadan ufak bir ıslık çaldı Nori.Kızın suratında geçen günkü gibi bir gülümseme vardı.Yüz mimiklerinden ne kadar saygılı olduğu anlaşılabiliyordu.
Kız yakınına gelince korumanın omzundan kolunu çekti.Baştan aşşağı Sayuriyi süzüyor,sona gelince gözlerini yeniden aşşağı inidirip tekrar kıyafetlerini inceliyordu.
Sayurinin önünde eğilmesiyle egosu daha bir kabardı.Kafasını kızın saygısını göstermek için Sebastian'a çevirdi.Gözleri ve sırıtışı "Bak görüyor musun, Eiyou örgütü ne cevherler taşıyor!" diyordu dolu dolu.
Kız kafasını kaldırınca "Ben hazırım efendim." dedi.
"Dosyalarında hazır... Yolculuk tahmini 2 saat sürecek.2 saat seni incelemem için yeterli bir süre... Bir sorun yoksa uçağa binelim.Bizi Cypernia'da bekleyenler olacak." dedi centilmence bir kolunu arkasına diğer koluylada Sayurinin önden geçmesini işaret ederek.Sebastiandan gözlüğünü aldı.Gökyüzüne bakarak gözlüğünü tkatı.Güneş bulutları delerek kendini göstermeye çalışıyordu.Bulutlar çekildiği zaman kutsal bir ışık gibi parlayacaktı.
"Tıpkı Eiyou gibi..." dedi fısıldayarak.Elini şıklattığı gibi korumalar harekete geçip uçaktaki son hareketleri kontrol etmeye başladı.