Cypernia'ya İniş

Mini etekli,güzel kalçaları olan hostes Nori'yi hafifçe dürttü.Aslında uyumuyordu.Yeni uyanmış havası vererek bir şeyler sayıklayıp doğruldu.Önü tamamiyle açık gömleğinin içinden beyaz teni görünüyordu.Saçları dağılmıştı.Uzun süreli yolculuklardan zevk almasına rağmen bu sefer yolculuğun hemen bitmesini dilemişti.Bunu yapacakları operasyonun heyecanına bağlıyordu.Yarı açık gözlerle hostesi süzdü.Salık dalgalı saçları dekoltesine dökülüyordu.Ona beyaz dişlerini göstererek gülümseyen hostese karşılık verdi.Elini hostesin yanağına götürdü.Gözlerinin içine bakarak suratını dudaklarına yaklaştırdı.Uzun zamandır şeker yalamamıştı.Buna ihtiyacı vardı değil mi? Tam dudakları hostesin kiraz dudaklarıyla birleşecekken Sebastian içeri girdi.Sebastian'ın gelişiyle hemen toparlandı.Sadece bir hizmetli olmasına karşın rahat olmuyordu bu tür sahnelerde.Sebastian iki saattir beklediği haberi iletti ona.Birkaç dakika sonra uçak havaalanına inecekti.
Eliyle Sebastian'a çık işareti yapıp hostese döndü.Hostes Nori'nin düğmelerini iliklerken Nori sadece hostesin dekoltesine bakıyordu.Suratındaysa yeterince tatmin olmuş bir ifade vardı.Gömleği bitince ayağa kalkıp aynanın karşısına geçti.Kravatını bağlamaya başladı.
"Neden hep her tatlı sona saklanıyor? Tatlımı yemeden masadan kalkmaktan nefret ederim!" dedi imalı bir ses tonuyla.Hostes mesajı aldığını belirtir bir şekilde gülümsedi.Kafasını hafifçe uçağın camına çevirdi Nori.Cypernia ve masmavi deniz insanı huzurla dolduruyordu.Bu huzur Nori'nin yüzünede yansıdı.Sinsi bakışlarının yerine huzurlu kısık gözleri bırakmıştı.Pilotta iniş haberini verince hızla bu Cypernia rüyasından çıktı ve diğerlerinin bulunduğu bölmeye girdi.Sayuri diğer smokinli ruhsuz adamların arasından hemen fark ediliyordu.Uçağa binince onunla üstü örtülü birçok kelime kullanarak konuşmuştu.Kız hiçte sevimli görünüşü gibi saf ve aptal değildi.Hatta zekasını saklayışı Nori'yi hayran bırakmıştı.Yine de Nori konuşmalarını ellerini silah haline getirerek "DIKŞIN!" diye bağırarak bitirmiş,arkaya biraz dinlenmeye gitmişti.Dinlenme süresini de Sayurinin tanıtım dosyasını 3 kere inceleyerek geçirmişti.Bu kız gerçekten de işine yarayacaktı.
Az önceki hostes vakasından sonra Nori'nin gözleri ister istemez Sayuri'nin fiziğine kaçıyordu.Slikonlu denebilecek kadar seksi göğüsleri pembe kostümüyle daha da çekici görünüyordu.Kızın onu sapık gibi düşünmemesi için bakışlarını Sayuri'nin müstehçen bölgelerinden çekti.En yakınındaki koltuğa oturup tıkını çıkarmadan bekledi.Uçak neredeyse hiç sarsmadan inişi gerçekleştiriyordu.Nori heyecanını geçirmek için ayağını durmadan yere vurdu.Sonunda pilat inişi gerçekleştirdiğini söyledi.Önden giden 5 korumanın arkasından özel uçağının merdivenine geldi.Korumalar merdiven basamaklarını inerken o Güneş gözlüğünü çıkarıtarak Cyperniaya bakıyordu.Havası minik bir parça bile Fleasa benzemiyordu.Fazla yakıcı olmayan güneşi,buram buram deniz kokusu ve güzel kızları... Nori için burası cennet gibiydi.Lakin hiçbir zaman Fleası Cyperniaya değişmeyecekti.Gözlerini Cypernianın pamuksu bulutlarıyla dolu mavi gökyüzünden çevirip merdivenlerden inmeye başladı.Güneş gözlüğünü yeniden gözlerine taktı.Bu sefer havaalanında aradığı şey Cypernia'nın güzel kızları değil Mugen'in ruhuydu.

Kanda çoktan havalimanına gelmiş Nori nin gelişini bekliyordu.Wilhelmina yı evde bırakmıştı.Nedenini bilmiyordu,sadece Nori yi yalnız karşılamanın daha iyi olacağını düşünmüştü o kadar."Sonunda Cypernia ya geldi.Bakalım bundan sonra ne yapacağız"dedi kendi kendine.Ne yapacaklarını tahmin edebiliyordu ama yine de Nori ye belli olmazdı.
Hala uçağın inmesini bekliyordu.Bu sırada yanına biri yanaştı ve danışmanın nerde olduğunu sordu.Kanda kibarca yanıt verdikten sonra bekleyişine devam etti.Sonunda Nğri nin uçağı gelmişti"Harika"diye düşündü ve Nori yi karşılamaya gitti.Sonunda harekete geçeceklerdir.Cyrypto ya karşı bir şeyler yapmak için sabırsızlanıyordu...

Sonunda insanların arasında Yu'yu görünce gülümsedi ve merdivenlerden indi.Hemen arkasında Sebastian,Sayuri ve diğer korumalar vardı. Basamaklar bitince kollarını açtı ve güneş gözlüklerini çıkarmadan Yu'ya ilerlemeye başladı.
"Yukito! Görüşmeyeli çok oldu!"
Ona hep Yukito derdi.Yu ismi ona fazla kısa geliyordu.Soyismiyle de onu çağırmak hoşuna gitmezdi.Yu'ya iyice sarıldı.Işık ekibinde Taiga'dan sonra güvendiği kişiydi.Daha önce Eiyou'n içindeki köstebeği bulmuştu.Ayrıca Eiyou'nun ilk üyelerindendi.Bu da onun için bir artıydı.
"Planda bir sorun yok, değil mi? Ya Will? Sizinle bir süre kalmak onun hoşuna gider mi?" Wilhelmina'nın Yu'ya karşı olan sadakatine hayrandı.Tıpkı Sebastian'ın ona karşı olan sadakati gibi...
Parmağıyla çaktırmadan Sayuri'yi işaret etti.
"Onu büyük ihtimalle tanıyorsun... Yine de onunla ilgilensen iyi olur.Cyperniadaki görev çok önemli.Her zaman dediğim gibi..." sesini alçalttı ve sözünü sonlandırdı. "Kusursuzu istiyorum!"
Hafifçe Yu'nun omzuna omzunu vurarak geçti.Hemen yanında bavulunu taşıyan Sebastian'a çıkardığı güneş gözlüğünü uzattı.
"Özel arabam nerede?"

"Yukito! Görüşmeyeli çok oldu!"
Onu sadece Nori Yukito dite çağırıdı.BÖyle çağırılmayı pek sevmese de bir şey demiyordu.Belki de böyle çağırılmaktan hoşlanıyordu.Böyle şeyler için ne hissedeceğini tam bilemezdi...
Biraz sonra Nori artık yanındaydı.Ona sarılmıştı Kanda da ona.Daha sonra Nori şöyle dedi:
"Planda bir sorun yok, değil mi? Ya Will? Sizinle bir süre kalmak onun hoşuna gider mi?"
"Şu anda hiç bir sorun yok gibi gözüküyor.Ayrıca will için sorun olmaz ve zaten her şeyi ayarladık bu konuda hiç bir sorun olmayacaktır.Ben yanında olduğum sürece..."
Kanda çoğu zaman Will in ne yapacağını bilemezdi bu yüzden de böyle bir ifade kullanmıştı.
Nori ise Arkada li sarı saçlı kızı işaret ederek:
"Onu büyük ihtimalle tanıyorsun... Yine de onunla ilgilensen iyi olur.Cyperniadaki görev çok önemli.Her zaman dediğim gibi...Kusursuzu istiyorum!"
Kanda o yöne doğru baktı.Elbette onu tanıyordu.Yeni eiyou üyesi.Üstelik ışık ekibinden.Nori nin ne kadar zor güvendiğini iyi bildiği için kızı içinden tebrik etti.
"Yeni Eiyou üyesi olmalı.Onunla ilgileneceğimden emin olabilirsin." dedi kararlılıkla.Şöyle devam etti:
"Bu görevin ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve bu görevde sana eşlik etmekten çok memnunum.Uzun zamandır onlara karşı bir şeyler yapmak istediğimin farkında olmalısın.Bunun için ben de kusursuzu istiyorum!Bu görevin ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve başarmak için de her şeyi yaparım!"
Nori memnun gurünüyordu.
Hafifçe Kanda'nun omzuna omzunu vurarak geçti.Hemen yanında bavulunu taşıyan Sebastian'a çıkardığı güneş gözlüğünü uzattı.
"Özel arabam nerede?"
diye sordu.Bu soru kanda nın gülümsemesine neden olmuştu.Nori nin konudan konuya arlamasını ve komiklikler yapmasını seviyordu.Gülümsemesine neden olan diğer bir şeyde buraya şöför ve. getirmemei olmasıydı.Kendi arabasıyla gelmişti ve onun kendi kullanacaktı,böyle planlamıştı.Çünkğ şehrin bu bölgesinde güvenlik çok yoğundur ve Kanda dikkat çekmek istemiyordu.
"Aslında buraya kendi arabamla geldim" derken hala gülümsüyordu.
"Evet şöyle buyurun"dedi ve yolu gösterdi.

"Aslında buraya kendi arabamla geldim"
Uğradığı hayal kırıklığını belli etmemeye çalışsa da gayet açıktaydı.Elini beyaz saçlarına götürüp kafasını kaşıdı.
"Aahh, demek öyle.... Hiç problem değil hiç problem değil! Hatta böyle düşünmen bir puan daha kazandırdı sana!" diye bağırdı diğer elini "tamam" anlamında kaldırarak.Yu'nun gösterdiği yöne doğru yürümeye başladı.
Nori her zaman özel arabasıyla bir mekana giderdi.Pek iyi bir sürücü sayılmadığı için bu şıkkı seçiyordu.Daha önce yaptığı iki kaza nedeniyle Sebastian ona zor durumlar haricinde araba kullanmasını yasaklamıştı.
Sebastian'ın kapısını açmasını istedi.Ancak Sebastian'dan tık çıkmıyordu.Sonunda asık suratıyla kendi kapıyı açmaya tenezzül etti ve içeri geçti.Cama kafasını yaslayıp dışarıda gezen insanları inceledi.
"Cypernia'da rahat mısın? Cryptoyu destekleyen bir ailenin rol yapan çocuğusun... Rol yaparken hiç zorlanmıyor musun?" gayet ciddi söylemişti bunları.Araba yolculuklarında sessiz durmayı sevmezdi.Olabildiğince sesli geçmesini isterdi.Bugünden sonra yapacakları 3 prova onları yoracaktı.Bugün keyfini çıkarmak istiyordu.Gece güzel bir yerlere gidebilirlerdi mesela...
İç çekti.Uzun süredir neredeyse insan yüzü görmediği Lausttaki gizli hastanede güneşi özlemişti.Hastaneye yatma nedeniniyse sadece Taiga,Sebastian ve Yu biliyordu.Üstelik bir işe yaramamıştı da bu neden...
Tıpkı filmlerdeki gibi kelimenin tam anlamıyla fıstık gibi bir hemşireyle karşılaşmak için arabanın önüne atlanıyor, lakin çıka çıka iri yarı maymunumsu bir hemşire ona bakıyor...

Kendi arbamla geldim deyince Nori nin yüzünde oluşan hayal kırıklığı ifadesini göemesine rağmen bir şey demedi.Böyle yapması gerekliyidi.Çünkü dikkat çekmemesi gerekiyordu.Budüşüncelerle yolu gösterdi onlara.Bir yandan da görevlerinin nasıl olacağını düşünüyordu.Öyle ya Nori önemli bir şey yapmadan önce hep eğlenmek isterdi.Kanda bu sefer de öyle olcağını adı gibi biliyordu.Belki onu bir klübe falan götürürdü.
Arabanın yanına kadar gelmişlerdi.Sebastian içeri girmişti vee yüzü asıktı ama Kanda aldırmadı.Bu sırada yabancı bir şekilde bakan Sayuriye kapıyı açtı."Bir erkek centilmen olmalıdır."diye düşündü.Yolculuğa bu şekilde başladılar işte.
"Cypernia'da rahat mısın? Cryptoyu destekleyen bir ailenin rol yapan çocuğusun... Rol yaparken hiç zorlanmıyor musun?"
Uzun zamandır konuşmayan Kanda Nori nin bu sorusuyla hafifçe irkildi.Bu sorunun cevabını doğru düzgün düşünmemişti.Bir süre sessiz kaldıktan sonra şu şekilde cevap verdi:
"Aslına bakarsan hiç zor değil,aksine çok eğlenceli.Onlarla oynamak o kadar hoşuma gidiyor ki anlatamam.Onlardan hiç hoşlanmıyorum.Bu yüzden onlara iyi davranmak biraz zor geliyor ama olsun.Buna değer.Ahhh!!Biliyormusun Crypto başkanı Kami ile görüştüm ve ona yardımcı olmak istediğimi söyledim.Sevindi galiba.."Bir kahkaha attı.İNsanı korkutacak derecedeydi."Onlarla bu şekilde oynamak çok eğlenceli.Bütün bunlar sayesinde benden hiç şüphelenmeyecekler.Bu bize planlarımızda başarılı olmamızı sağlıycak gibi görünüyor.Ailem ise...Onları Ailem olarak görmüyorum...Benim ailem....EİYOU!.."
cevabı buydu işte.Kendini ait ve huzurlu hissettiği bir yer varsa orası da Eiyou'ydu.

Taiga Nori'nin sessizce ve kendisine haber vermeden ortadan kaybolmasına çok siniriydi.Ellerini biraz olsun sakin tutamıyor ve bacaklarını sinirden hareket ettirmeden duramıyordu.Duvarlara vurmak hatta Nori'yi ele geçirdiği yerde onu öldürmek istiyordu.Belkide kafasını kırmak ve kollarını onun bedeninden ayırmak...
Onun özel yeteneklerinden biriside isminden gelen bir özellkti.İsmi ingilizce okununca "Tiger" yani kaplan ismini taşıyordu.Bu yüzden o müthiş bir iz sürücüydü ve asla hedefini şaşırmazdı.Nori'nin kendisine verdiği görev kağıtlarından birini uzun bir süre kokladıktan sonra bağırarak "Seni öldürmeye geliyorum Nori!!!" dedi ve kapıyı kırarcasına çıkarak koşmaya başladı.O her zaman kendine verilen özel yetenekten dolayı hızlı koşardı.Hatta ondan daha hızlı koşan herhangi birisi yok gibiydi.O fiziksel alanda çoğu özel yetenekten daha güçlü sayılabilirdi.Anayol boyunca koşuyor ve bağırıyordu.Dışarıya çıkarken üstüne ne giydiğine bile dikkat etmemişti.Üstünde beyaz bir elbiseyle yolda yüksek bir hızla koşuyordu.Sadece kokuyu takip ederek kilometrelerce ötedeki Cypernia'nın havalimanına varmıştı.Nori o beyaz saçlarıyla ve sinir bozucu tavırlarıyla karşısında duruyordu."Noriiiiiiii!!!!!!!!" diye bağırarak Nori'ye doğru koştu ve onu ensesinden tutarak savurdu ve duvara fırlattı."Bana haber vermeden buraya gelmekte ne oluyor?Seni öldüreceğim!" Nori'ye vururken arkasını döndü ve "Biraz sessiz konuş Yu!Senin sayende herkes öğrenicek.Bir kilometre öteden duyuluyorsun!" dedi ve Nori'ye döndü.Nori'nin üstünde oturuyor ve ona sinirle bakıyordu."Lanet olasıca kendini beğenmiş pislik seni çok merak ettim!Evine gidip orada olmadığını görünce ne olacağını bilmiyormuydun?" dedi.Gözleri dolmuştu.Üstü başı toz içindeydi.Koşarken kendisine ne olduğunu bile unutmuştu.Yolda düştüğü için elleri ve bacakları kanamıştı.Hem sinirli hem üzgün gibiydi

RPG OUT:melodi biz arabanın içindeyiz ve ben şu anda araba kullanıyorum bence rp yi gözden geçir

OUT: Taiga-chan yazana kadar ebn yazayım baaari





in:
Yu'nun cevabı tam da beklediği gibiydi.Eiyou'yu evi gibi görmesi,bu denli sadakati hoşuna gidiyordu.Buradan geliyordu ya Yu'ya verdiği güven... O Eiyou'u evi gibi görüyordu.Nori'de ev sahibi olarak ona kollarını sıcakça açacaktı. Sesine hırs tonundan serpti.Arabada yankılanması için yüksek sesle kelimeleri ağzından çıkardı.
"Bu elimizdeki büyük bir şans biliyorsun değil mi? Gerçi birkaç gün sonra yapacağımız Crypto darbesiyle uzun bir süre toparlanamaz bunlar ama..." çizgi filmlerdeki dünyayı egemenliği altına almak isteyen kötü karakterler gibi bir kahkaha attı.Aslında Yu'nun onların arasına girmesini istemiyordu.Ufakta olsa şüpheleniyor olmalıydılar Yu'dan.Ne de olsa ne zaman Eiyou tarafından bir karışıklık çıksa, Yu hep ortadan kayboluyordu.Tabii bu kesin şüphelenmelerine neden değildi ancak yine de içlerine bir kurt düşmüş olmalıydı.Eğer tam o Cryptoya girdiği zaman, Cryptonun tüm bilgilerinin çalınırsa o şüpheyi %90 a çıkartırdı.Böylece Yu takip altına alınırdı.En ufak bir ispatla da suçlu ilan edilirdi.Yu'nun yakalanmasını istemiyordu Nori... Eğer suçluluğu verilirse Nori onu kendini koruduğu gibi korurdu.
Asılan suratını bozup sevimli bir gülümseme oluşturdu.
"Will'in k*çına vura vura onigiri yaptıralım.Canım öyle çekti ki..."Şımarık bir çocuk gibi yüzünü ekşitti.Kafasını camın zıt yönüne düşürüp Sayuri'nin omzuna yasladı.Bir bebek gibi peltekleştirdi ağzını.
"Ne zaman geleceğiz? Başkan Noyi yolculuktan sıkılmaya başladı!"
Bebeksi ses tonunu daha yaramazlaştırıp kafasını kaldırdı. "Bizi dağdaki kulübeye götürmüyorsun değil mi pis sapık?!"
Görev dışında Işık ekibiyle böyle konuşmayı seviyordu.Belkide onlar bu içtenlik nedeniyle Noriye güveniyorlardı.Kısık sesli kıkırdayışıyle tüm o masum bebeksi Noriyi selle anında götürmüştü.Üstelik arkasından tek bir iz bile bırakmamıştı.
"Seni nalçak... Bir de Taiga bana azgın derdi! Cryptoya haber veriyim mi lan?!"
ellerini ön koltukların yanlarına koyup kafasını aradan çıkarttı.Tıpkı deliğinden kafasını çıkaran bir tarla faresine benziyordu.Yu'nun araba sürüşüne aldırmadan kafasını Yu'nun kafasına vurdu.Suratındaki edepsiz gülümseme görülmeye değerdi.Yu'ya kardeşi gibi davranırdı.İş ayrı,dostluk ayrıydı.Görevden bahsedildiği zamanlar ne kadar ciddi davranıyorsa görevden uzak olduğu saatler o kadar ciddi zamanların acısını çıkartırdı.
Şuanda kafasını hafifçe okşayan tek konu Sayuri'nin onların bu laubali davranışları hakkında ne düşündüğüydü...

Etrafında gerçekleşen şamataları, sadece yüzünde beliren latif bir gülümsemeyle izlemeye devam etti; sessizliğini ve yorumsuzluğunu yol boyu korumayı başarmıştı. Nori'nin çocuk gibi davrandığı anları özellikle dikkatle inceliyordu. Nori gerçekten iki yönlü bir insandı, işe gelince son derece ciddi ve katı; ama eğlencede ise bir o kadar laubali ve şımarık. Yüzündeki hınzır gülümseme, başını iki koltuğun arasına uzattığında kıpır kıpır olan bembeyaz saçları, ve birer fırıldak gibi etrafta dolanan simsiyah gözleri... Her şeyiyle mükemmeldi Sayuri'ye göre.

Karamel rengi gözleri onun Yu'ya olan davranışlarını pür dikkat izlerken, içinden yorumlarını da yapıyordu tabii. Ancak henüz bunları yüksek sesle dile getirecek cesareti göremiyordu kendinde. Ne de olsa gelir gelmez işinden olmak pek de hoş bir durum sayılmazdı. Ama insanların onun sadece durmaya ve gülümsemeye programlanmış bir robot olduğunu düşünmelerini de istemiyordu. İçinde bir enfeksiyonmuşçasına büyüyen tutarsızlıkla eteğini iki eliyle birden kavrayıp, dudaklarını diliyle şöyle bir ıslattı. Ne zaman kararsız kalsa yaptığı bir şeydi bu; eteğini kavrar, dudaklarını ıslatır veya ısırırdı. Düşüncelerini anlayabilmeleri için dikkatlice kelimelerini seçerek ipeksi sesini arabanın içine yaydı.

" Işık Ekibi üyelerinin birbirlerine bu kadar sıcak davranmaları pek hoş. Lideri bile böyle sıcakkanlı bir insan, gerçekten şanslıyım. "

Şanslıydı, evet. Lideri Nori, O'nu pek kısa süredir tanıyor da olsa, artık her konudaki lideri sayılırdı. Düşünceleri, duyguları, kararları, arzuları, idealleri... Ve her ne olursa olsun onun peşindeydi. Ciddi olduğunda onun kadar ciddi, şımarık olduğunda anlayışlı, laubali olduğunda ise ondan daha az laubali. Hayatının en büyük emeline bu kadar yakınken, tatmin duygusunu tadabilmeye bu kadar yakınken - hem de böyle bir örgütle - kendini gerçekten şanslı hisseddiyordu.

İşin cılkını çıkartacak kadar coşmuştu ki arkadan tatlı bir ses geldi.Arabanın bu anlık sessizliği onu tuhaf hissettirmişti.Yavaşça kafasını Sayuri'ye çevirdi.Onu unutmuştu... Öyle sessizce oturuyordu ki yerinde, akıldan kaçmaması elde değildi.Bu bakışla Sayuri'yi yeniden süzme şansına sahip olmuştu.Arabanın içine vuran saf güneş ışığı Sayuri'nin saçlarına altın sarısı bir ton veriyordu... Gözleri ondan izinsiz sürekli açık olan bölgelerine kayıyordu.İlk defa bir kızın onun hakkında ters düşünmesini istemiyordu.Yanakları kızarmıştı.Yavaşça Sayuri gibi koltuğuna oturup ellerini dizlerine koydu.
"Fazla şımardıysak pardon." dedi Sayuri'nin kulağına eğilerek.Tedirgin hissedişinin nedeni başkan o olmasına rağmen Sayuri'nin daha uslu görünüyor olmasıydı.Öyle olmayan bir ses tonuyla söylese bile Sayuri'nin onu uyardığını düşünmüştü.
"Ciddiyim..." diyerek bir kez daha eğildi kulağına.Ancak fazla eğildiğinden kaynaklanıyor olmalıydı ki dengesi bozuldu ve Sayuri'nin üstüne düştü.Öylece kala kalmıştı.Durumu düzeltmek için ilk aklına gelen şey yine yaramaz Nori ayağına yatmaktı.Parmağını yüzüne götürüp gözünü çektirdi ve dilini çıkardı.
"Özür dilemeyeceğim Sayu-chan! Bu kadar çekici olmasaydın üzerine düşmezdim değil mi ama?" Yaramaz ses tonuyla söylediği klasik Nori cümlelerinden sonra sevimli bir kahkahaya boğulmuştu.Doğrulup aynadan Yu'ya bakmaya başladı.Kahkahaları son bulurken şeytani kıkırdayışları devam ediyordu.Kaşları çatılmıştı.Sırıtışıysa bir an olsun yerinden ayrılmıyordu.
"Üzülme, sen de çekicisin..." diyerek Yu'nun oturduğu koltuğa bir tekme attı.Yu'nun onu yanlış anlamayacağına emindi.Ne de olsa eski dostlardı... Uzun bir süre o şeytani ifadeyi korumaya çalıştı ancak sıkılıyordu.
"Cidden ne zaman evine varacağız?"